Preloader gif

Haksızlık

Genel 30.11.2018
dalında kırmızı elma

“Bana bu şekilde davranamazsın!” diyordu kadın parmağını sallaya sallaya. Öyle hiddetliydi ki ayna karşısında kendisini değil, az once sinirlerini alt üst eden kişiyi görür gibiydi. Sonra yavaş yavaş kendini fark etti, biraz afalladı. Bu kez kendini görerek konuştu. “Benim yüzümden… Bana bir daha böyle davranılmasına izin vermeyeceğim!” hiddeti az önceye nazaran biraz söndü. Cümlenin sonuna doğru hıçkırıklara boğuldu.  Çünkü yılların kırgınlığı geldi ansızın aklına. Başkasına değildi kırgınlığı, kendineydi. O izin vermişti tüm bu olanlara… Farklı zamanlarda, farklı mekanlarda kim bilir kaç kez söyledi bu sözleri kendine. Her zaman ayna karşısında değildi belki ama kaçamadı yine kendinden. Neyi yanlış yapıyordu?

 

Sildi gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle… bu kez daha güçlü bakıyordu kendine. Daha derine bakıyordu. Artık daha güçlü olacaktı, az önceki anı silmeye çalışacaktı. Çıkacaktı dışarı ve başı yukarıda yürüyecekti. Ne olmuş sanki… Sonuçta ne onun ilk haksızlığa uğrayışıydı ne de ilk haksızlığa uğrayandı.  Ama haksızlık işte! Vurdu elini lavabonun kenarlarına ve eğdi başını. Ani bir dalga kapladı bedenini, çok tazeydi ve kabullenemiyordu bu durumu. Biraz daha sakinleşmeyi bekledi. Sonra kalan eziklik duygusuyla çıktı lavabodan, karıştı kalabalığa. Içine akıttı gözyaşlarını. Böyle gelmiş böyle gidecekti. Sokakta bir müddet yürüdükten sonra geçti bir parka oturdu. Daha sakin ama bitkin düşmüş hissediyordu kendini. Yüreğinde garip bir boşluk oluşmuştu.

Bir bağırış duyarak irkildi. Parkın az ilerisinde yolun kenarında bir adam, karşı binadaki bir kurumun camlarına doğru bağırıyordu. Adam sinirin etkisi ile boğuk konuşuyor ve dedikleri pek anlaşılmıyordu. “Bu yaptığınız haksızlık… “ adamın sözlerinden cımbızla sadece bunları çekti. Dişlerini sıktı kadın… o sırada adamın etrafında bir miktar kalabalık oluşmaya başladı. Kimi çok izlenir bu telaşıyla videoya çekip sosyal medyada paylaşma derdindeydi, kimi ise olayı anlamaya çalışıyordu. Biri ama biri bile sakinleştirmeye yeltenmedi. Kadın kalkıp bir şeyler yapmak istedi ama o koca mahalle baskısı denen şey duvar gibi durdu önünde… 

Az once kendisi haksızlığa uğrayıp ses çıkarmamış sessizce köşesinde ağladığı için ezik,

Bu adam haksızlık karşısında sinir krizi geçirdiği için edepsiz,

Hakkını aramaya çalışan kişi de tehlikeli, dişli ya da çok bilmiş diye adlandırılıyor.

Ama tüm bunların detayını bilmeden videoya çekip sosyal medyada paylaşana kimse bir şey demiyor. Üstelik onun paylaşımına yorum yaparak olayı görmediği, bilmediği halde linçe çanak tutanlara da kimse bir şey demiyor. Bu işte bir terslik yok mu? “Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.” kültürüyle büyümedik mi biz? Öfkelenmişti kadın yine… Şu dünyada haksızlığa uğrayanlara her şeyi yakıştırırlar da bir “insanlığı” yakıştıramazlardı. Bir linç girişiminde detayları bilmeden, eline taş alırcasına klavyeye dokunmaktı kimine göre insanlık görevi… Ve bu insanlık görevinde eğer işin aslı astarı başta sanılan gibi olmadığı ortaya çıkarsa da asla geri adım atılmazdı. Çünkü “Vurun kahpeye…” demekti önemli olan, keyifli olan ve haber değeri taşıyan.  

Dinlemeden, araştırmadan, empati yapmadan ve doğruluğundan emin olmadan yorum yapılan ucuz düşünce çağındayız. Ve bir sonraki kurbanın siz olma ihtimali çok yüksek… 

 

Sosyal Medyada Paylaş:
Twitter'da paylaş Facebook'ta paylaş Google+'ta paylaş Buffer'da paylaş Pinterest'te paylaş

“Haksızlık” için bir yorum bırak

Email adresiniz paylaşılmamaktadır. Tüm alanların doldurulması zorunludur * *

YORUM YAZIN:

Önemli Bilgilendirme : Kaos Günlükleri, Paragon Teknoloji A.Ş.’nin bir markasıdır. Bu sitede paylaşılan yazılar birden fazla yazar tarafından yazılıp, yazıların telif hakkı Kaos Günlükleri’ne aittir. Yazıların iznimiz olmadan paylaşılması halinde gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirtmek amacıyla bir bilgi metni oluşturulmuştur. Kaynak gösterip, gerekli izin alındıktan ve link verildikten sonra paylaşım yapılmasında bir sakınca yoktur. Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.

2