Preloader gif

Masal Prensesi

Genel 10.07.2019
masaldaki peri kizi

Adı Mehtap’tı. Şiirlere, romanlara konu olan o güzel kadınlar gibiydi. O duru güzelliği ve asil duruşuyla bakanı bir daha baktırıyordu. Yaydığı aura bu dünyaya ait olmadığı hissini veriyordu. Yoldan geçerken görseniz fark etmemenize imkan olmazdı. Çünkü bulutların üzerinde süzülerek yürüyor gibiydi. Bu dünya için fazla iyi ve fazla temizdi. 

Güzel sanatlar fakültesinde okuyor ve boş zamanlarında çocuklar için yardım kampanyalarına katılıyordu. Bazen yollarımız kesişir ve konuşurduk. İyiliğin, umudun simgelerinden biriydi bana göre… 

Bir gün ilginç bir şey oldu. Eve doğru giderken, yolun karşısından o olduğunu düşündüğüm biri geliyordu. Her zamanki gibi bulutların üzerinde yürümüyor, koca bir dağ taşıyordu sanki omuzlarında. Başı eğik, kederliydi. Yanımdan geçerken seslenecek oldum ama beni fark edecek durumda değildi. Öylece uzaklaştı. O günden sonra uzun müddet göremedim onu. Sonradan öğrendim başına talihsiz bir olay gelmiş. Kimse olanı bilmiyordu ama belliydi kötü bir şey olmuştu. Birkaç dedikodu çalındı kulağıma ama anlatanların bile inanmadığı belliydi. Sorgulamadım. 

Günler, haftalar kovalamıştı birbirini. Bir gün yine gördüm Mehtap’ı. Bir bankta tek başına oturuyordu. Gittim yanına. Sessizce yaklaşmamak için yanına geldiğimde boğazımı temizledim. Yandan baktı bana, yüzüme bakmadı.  Tanıdığını hemen yanındaki çantasını kaldırıp yer verince anladım. O konuşana kadar konuşmak niyetinde değildim. Zaten ne diyecektim ki? “Nasılsın? İyi misin Mehtap?” demek çok saçma geliyordu. Yutkunduğunu duyunca konuşacağını anladım.  “Böyle şeyler filmlerde olur zannediyordum. Böyle şeyler gazetelerin 3. sayfa haberlerinde olur. Okuruz yumruğumuzu sıka sıka… Ama oradaki isimler bizden çok uzaklardır. Başıma gelmez sanıyordum. Her şeyle savaşabilirim sanıyordum. Olmadı abla, olmadı.” Başını omzuma yaslayıp hıçkıra hıçkıra ağladı. Döktü içindekileri bir çırpıda. Bir şey söyleyemedim, zaten söylememi istemez hali vardı. Biraz sakinleyince kalktı gitti yanımdan. 

Masal diyarının sevimli prensesi karşı diyarın kötü kalpli büyücüsüyle karşılaşmış. Büyücü onunla gelmesini istemiş, prenses istememiş. Büyücü onu hırpalamış, zorlamış. Bir yolunu bulmuş prenses ve kaçmış. Ancak büyücü ona unutamayacağı bir büyü yapmış. Bilirsiniz sonunu, anlarsınız ne olduğunu. Böyleydi Mehtap’ın hikayesi… Bir benzeri Ayşe’nin, daha başkası Selma’nın, Özgecan’ın, Zeynep’in… Adını bile duyamadıklarımızın hikayelerini düşünsenize bir de! İçime akıta akıta gözyaşlarımı kalktım banktan döndüm eve. 

Birkaç gün sonra yine gördüm Mehtap’ı. Eskisi gibi değil, ama yıkık da değildi. Karşılaştık. Konuşmak yerine kolunu hafifçe sıkıp güç vermekti niyetim. Oysa hala ürkekti, indirdim elimi. “İyi görünüyorsun ablam. Gel bir çay yapayım sana.” dedim bir çırpıda, hızla az önceki dokunma anını silmek istedim. Minik çok minik bir şekilde tebessüm ettiğini gördüm. Çıkmadı ağzından kelime ama eve doğru yürümeye başladık.  Eve geçtiğimizde çay olana kadar tek kelime etmedi. Konuşturmaya çalıştım ama sadece kafa salladı. En son vazgeçtim bende, konuşmak zorunda değildi ki… Sessizlik olmasın diye televizyonu açtım. Sesi biraz kıstım. Tam oturacakken çayın olduğunu fark ettim. Doldurdum çayları ve oturdum çaprazına.  İlk yudumu aldı. Sonra önündeki sehpaya bıraktı. Sevmedi mi acaba diye düşünürken konuşmaya başladı. Tam bu anda kafasını çevirdi bana ve dosdoğru gözlerime bakarak başladı söze. İtiraf etmeliyim etkilendim.  “Vazgeçmeyeceğim abla. Eskisi gibi olamam belki ama vazgeçmeyeceğim. Çok düşündüm, hayattan vazgeçemez ki insan… Nefes alıyorum işte bak. Ne olursa olsun umut gitmezmiş insandan. Gitmedi benden de. Biliyorum konuşuyorlar ardımdan. En çok yaralayanlardan biri de bu. Olsun unuturlar nasılsa konuşacak yeni bir şey bulacaklar. Ben vazgeçmeyeceğim ama.” Sesi öyle kırılgandı ki. Kendini de henüz ikna etmeye çalışıyordu. Cümleleri ayna karşısında söylüyor gibiydi. Kalktım yerimden bu kez ürkütmeden kocaman sarılacağım ona. Güç olmak için yanında olduğumu bilsin diye sarılacağım. 

Adı Mehtap’tı. Masal diyarından gelen narin bir prensesti. Bir gün bir kötülükle karşılaştı. Önceleri yıkılır gibi oldu. Ama o yıkılmadı, savaştı. En çok da Ayşe’lerin, Selma’ların, Özgecan’ların ve Zeynep’lerin unutulmaması için onların sesi olmak için savaştı. 

Sosyal Medyada Paylaş:
Twitter'da paylaş Facebook'ta paylaş Google+'ta paylaş Buffer'da paylaş Pinterest'te paylaş

“Masal Prensesi” için bir yorum bırak

Email adresiniz paylaşılmamaktadır. Tüm alanların doldurulması zorunludur * *

YORUM YAZIN:

Önemli Bilgilendirme : Kaos Günlükleri, Paragon Teknoloji A.Ş.’nin bir markasıdır. Bu sitede paylaşılan yazılar birden fazla yazar tarafından yazılıp, yazıların telif hakkı Kaos Günlükleri’ne aittir. Yazıların iznimiz olmadan paylaşılması halinde gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirtmek amacıyla bir bilgi metni oluşturulmuştur. Kaynak gösterip, gerekli izin alındıktan ve link verildikten sonra paylaşım yapılmasında bir sakınca yoktur. Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.

2