Preloader gif

Hercai Sevgili

Genel 14.04.2020
kardelen çiçeği

“Sen diğerlerine benzemiyorsun. Süt gibisin, tertemiz…” böyle demişti şaşkın gözlerle…  Ve “Şaşılacak şey doğrusu…” diye de eklemişti bilmiş bir edayla. Hahh işte o edaya vurulmuştum. O anda beyazdan kırmızıya kestiğimden emindim. Öyle pervasız ama öylesine kendinden emin bir tavrı vardı ki… Beni önemsedi mi yoksa umursamadı mı inanın emin olamamıştım. Tepeden tırnağa dişiydi adeta. Öylesine güzeldi ki, nazlı, narin… Her şeyiyle tam olarak olması gibiydi. Onu güzel yapan işte tam da buydu, kendi gibi olmasıydı. 

Zamanla o da sevdi beni. Ama o beni, ben olduğum için sevmedi. Başta farklı geldim ona, beni anlamaya çalıştı. Zamanla merakı gider de vazgeçer diye ödüm koptu. Ama sonra onu sevişimi sevdi. Günlük rutinimde, gecemde o vardı. Her anımda o vardı. Diğer çiçekler güneşe dönerdi, ben ona dönerdim. Herkesin bir hayali vardı, benim tek hayalim hep oydu. Onunla geçireceğim günlerin hiç bitmemesiydi…

Rüzgar vurdukça nasıl da nazlı nazlı salınıyordu. Hele o kokusu yok mu? Siz kokuyu gördünüz mü hiç? Baya baya görmekten bahsediyorum. Gözünüzle… Hadi oradan koku görünür mi hiç demeyin. Benim gibi sevdalanırsanız onun kokusunu dahi görürsünüz. Rüzgar yavaşça dokununca incecik boynuna, asil bir şekilde rüzgarla süzülürdü. Bu onun adeta rüzgarı kabul edip selamlayış şekliydi.  Ve işte tam bu anda kendinden hareler oluştururcasına bir koku silüeti peyda olurdu. Bana doğru yaklaşırken silüetinde kendi gibi süzüldüğüne şahit olurdum. Sabırsızlıkla beklerdim onu duymayı. “Hadi gel yakınıma da uzun uzun soluyayım o eşsiz kokuyu.” diye. Duyduğumda yaşayacağım anın büyüsüyle beklerdim. Ve nihayet aldığımda onun kokusunu, büyülenmişcesine salınırdım. O anlarda kıyamet kopsa duymazdım çünkü dururdu zaman benim için. 

Onu sevmekti adeta bu dünyaya geliş amacım. Gün içinde onu izliyor ve seviyordum. Onu sevdiğim için şükrediyor ve isteklerini karşılamayı amaçlıyordum. Ve yaklaşan acı günlerin hiç gelmemesini dileyerek geçiriyordum günlerimi. 

Bir gün bir şey oldu ve acı günleri beklemek yerine bir çözüm bulabileceğimi düşündüm. Madem onu sadece bahar ve yaz aylarında görebiliyordum, o zaman gayret edersem kışın da görebilirim. Evet bunu niye bu zamana kadar düşünmedim ki? Uyumak yerine onu görebilirim. Zaten amacım hep onu sevmek, onu görmek değil miydi? Sabırsızlıkla seslendim yarime. Paylaştım doludizgin bir halde fikrimi… 

Başta ciddiye almadı, beni en başında yakan edasıyla süzüyordu. Ne kadar ciddi olduğumu anlamaya çalışıyordu. Ama hayır, göstermeliydim ona tüm ciddiyetimi… “İki gözüm, ruhum, sevdiğim… Sen varken benim güneşe ihtiyacım yok. Açarım kışın ve yine bir olur bedenlerimiz…” 

Işıldamıştı gözleri…. Mutlu olduğuna yemin edebilirim. Tarifsiz bir huzurla peki demişti. Ya da bana öyle gelmişti…

Artık günlerimizi daha huzurla geçiriyordum. Nasılsa hiç kopmayacaktım ondan. Hayatımın en güzel günlerinde olduğumu düşünüyor ve tarifsiz duygularla her anımı ona bahşediyordum. Ve derken olanlar oldu… 

Gelmişti işte kara kış. Bu zamana kadar hiç yapmadığım ve yapmamam öğütlenen bir işe kalkışmak üzereydim. Kısa bir uyku sonrası açacaktım dünyaya tekrar gözlerimi ve görecektim sevdiğimi. Zamansızdı bu uyanışım belki ama görecekti gözlerim en güzelini… 

Her yanım kaskatı kesilmişti. Üzerimde ağır bir yük vardı. Ciddiyim ağır ve soğuk bir yük vardı. Aynı zamanda ıslak ve nemli hissediyordum, hava çok sertti. Ama bu hiçbir şeye engel olamazdı, görecektim güzeller güzelimi. 

Nasıl çaba sarf ettiğimi kelimelere dökemem ama öleceğimi düşündüm uyanana kadar her saniye… Ve işte kaldırdım başımı, görüyorum gökyüzünü. “Sevgilim…” diye seslendim etrafa ama sadece havanın o soğuk ve sert uğultusunu duydum. Doğru ya duymamıştır biraz daha sesleneyim dedim. Ama olmadı… Duyuramadım sesimi ve ne kadar aradıysam bulamadım çiçeğimi…

Giderek tükeniyordum, boynum bükülüyordu ve kafamı kaldıracak gücü dahi bulamıyordum. 

İnanamıyordum tüm bu olanlara… Meğer her şey bir oyunmuş onun için. Sonraları anlattı bana halimi gören biri. O hiç kışın açmazmış ki… Boşu boşunaymış onca çaba… Pek gülmüş ardımdan. Ah güzeller güzeli… Değer miydi bunca oyuna? Bak kırıldı boynum, kalmadı takatim ve işte yitiyorum. “Hercai sevgilim bunu bana neden yaptın?”

***

Son sözleri bu olmuştu kardelenin… Biricik sevgilisinin adı ise bundan sonra hercai menekşe diye anılacaktı. Siz onları karda erken açıp baharı müjdeleyen kardelen çiçeği ve pencere önlerinizdeki hercai menekşe olarak bilirsiniz bin yıldır… Ama böyleydi işte onların hikayesi…

Sosyal Medyada Paylaş:
Twitter'da paylaş Facebook'ta paylaş Google+'ta paylaş Buffer'da paylaş Pinterest'te paylaş

“Hercai Sevgili” için bir yorum bırak

Email adresiniz paylaşılmamaktadır. Tüm alanların doldurulması zorunludur * *

YORUM YAZIN:

Önemli Bilgilendirme : Kaos Günlükleri, Paragon Teknoloji A.Ş.’nin bir markasıdır. Bu sitede paylaşılan yazılar birden fazla yazar tarafından yazılıp, yazıların telif hakkı Kaos Günlükleri’ne aittir. Yazıların iznimiz olmadan paylaşılması halinde gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirtmek amacıyla bir bilgi metni oluşturulmuştur. Kaynak gösterip, gerekli izin alındıktan ve link verildikten sonra paylaşım yapılmasında bir sakınca yoktur. Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.

2