Preloader gif

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır

Genel 06.08.2020
küçük uçan kuş

Keyifli sofraları da düşleyerek tamı tamına on kilo turşu kurmuştu. Alta biraz nohut ve birkaç diş sarımsak eklemişti. Kabın aldığı kadar lahana, biber, salatalık, acur, karnabahar, domates ve havuç eklemişti. Öyle bütün bütün koyma demişti annesi, irili ufaklı doğra ki çok alsın kap demişti. Aralarına da bol sarımsak dişleri atmayı unutmamıştı, bol olursa lezzetli olurdu, annesi öyle söylemişti. Turşu limonla mı yoksa sirkeyle mi yapılır sorunsalına hiç girmedi. O hep sirkeli turşuları bilirdi. Tarife göre ekledi sirkeyi, üzerine de tuzlu suyu koydu alabildiğince. Ardından sıkı sıkıya kapadı ve kaldırdı mutfak dolabına. Dolabın kapağını kapamadan son kez bakıp gülümsemişti turşusuna. Bir yıla yaymıştı neşeli düşlerini ve her gün sofrasına da bir küçük kasede turşu ekleyerek kurmayı planlamıştı. Sıradan günler dilemişti kurarken turşuyu, sıradanlaşan bir sonla karşılaşacağını bilmeden…

Türlü düşleri evlenirken de kurmuştu. Bembeyaz gelinliği ilk Hülya Ablasında görmüştü, o zamanlar çok küçüktü, kaç yaşında olduğunu hatırlamayacak kadar küçük… Hülya Ablası komşu kızıydı, mahallenin en güzeliydi. Hele bembeyaz kabarık gelinlik içinde nasıl da güzel görünmüştü gözüne. Aşağıya arkadaşlarının yanına oyun oynamak için ineceği zaman kapıdan davulla zurnayla Hülya Ablasının çıktığını görmüştü. İlk başta ne olduğunu anlamamıştı. Merdiven oldukça kalabalıktı. Ne olduğunu görebilmek için azıcık yukarıda görebileceği bir konumda deyim yerindeyse merdivenlere tünemişti. Ve kalabalık yavaşça aşağıya doğru inerken tırabzanlar arasında minik bi an için görüvermişti Hülya Ablasını. Adeta peri kızı gibiydi. Daha önce peri kızı görmemişti ama annesinin ona anlattığı hikayelerdeki, masallardaki peri kızı böyle olsa gerekti. İşte o gün bugündür kendini de beyazlar için de düşlüyordu. Büyüdükçe pek çok hayal kurdu, kimi yıkıldı kimini gerçekleştirmek üzere umutla emek harcadı. Gelinlik giyip güzel bir yuvası olma düşünü hiç bırakmamıştı. Ha bir de hayalindeki mutfağı için de pek çok detay düşünmüştü. Mesela mutfağındaki pencerenin yerini tezgahın üzerinde hayal ediyordu. Kim bilir, tezgahta uğraşırken belki de pencereden arada sırada dışarıya parka bakıp oyun oynayan çocuğunu kontrol edecekti. Küçük gibi görünen detaylarına kocaman mutluluklar sığdırmıştı. Bu kadarının bile onu dünyanın en mutlusu yapacağına inanıyordu. 

Öyle de olmuştu -bir süre için-. 

Bir akşam iş dönüşü yorgun bir şekilde evin yolunu tutmuştu. Eve girip yemeğini yedikten sonra annesi yanına gelmiş ve o haberi vermişti. “Kızım, bize hayırlı bir iş için gelmek isteyen varmış, bugün haberini verdiler.” deyip anlatmaya devam etmişti. O anlattıkça başını kaldıramıyor ama kalbinin çarpıntısı duyulacak diye de ödü kopuyordu. Gelecek kişiyi biliyordu, nasıl bilmesin. Bu sabah konuşmuşlardı ailesine haberin gönderilmesi konusunu ama itiraf etmeliydi aynı gün haberin gideceğini beklemiyordu. Tam 6 yıldır beraberlerdi. Aynı mahalledeler doğduklarından bu yana. Öyle güzeldi ki her şey, birbirlerine bakışları, sevgileri… Dillere destan denilen türdendi adeta. Her ikisi de okullarını bitirmiş tamamlamış, işe başlamışlar ve artık hayatlarını birleştirme kararını o yaz büyük bir mutlulukla almışlardı. 

İsteme, söz, nişan, düğün, ev dizme derken bir hayli borca girmişlerdi ama içlerinde hiçbir şey kalmamıştı. Her şeyi gönüllerince organize etmişlerdi ve gerçekleştirmişlerdi. Başta her şey iyi gidiyordu. Bazen anlaşmazlıklar yaşıyorlardı ama bir şekilde aşıyorlardı. Gel zaman git zaman cicim ayları hızla geçmişti. Ve zamanla bazı anlaşmazlıkları aşamamaya başladılar. Hoşgörüleri ve sabırları giderek azaldı. Birbirlerine olan saygının sarsılmasıyla birlikte artık beraber olmak zul olmaya başlamıştı. 

İlk karar alan o olmuştu. Onun için oldukça zor olan kararı eşiyle paylaşırken çok düşünmüştü. Bu noktaya gelebilmek, bu kararı verebilmek onun için çok, çok zordu. Bir annesine paylaşmıştı bu durumu, bir de çok yakın arkadaşına. İkisi de kadınlık görevini yapıp yuvasını kurtarması için uğraşması gerektiğini söylemişti. Ama olmuyordu işte, sanki denememiş miydi bir şeyleri kurtarmayı, kurulan bir şeyi bozmak onun için hiç kolay değildi. Ama verdiği kararla bile bir hafiflik hissetmişti. Netleşmişti pek çok şey ve hatta hayatını bile çizmişti. Uzun süredir düşlediği başka düşleri vardı ama eşinin hayat görüşü nedeniyle evlendiklerinden bu yana çalışamıyordu mesela. Çalışmak, ayaklarının üstünde durmak istiyordu. Ve gerçekleştireceği nice hayali vardı. 

Onunla kararını paylaştığında sandığından da büyük bir tepkiyle karşılaşmıştı. İlk defa duydu diye çok üstüne gitmedi, biraz zaman tanımak istedi. İlerleyen birkaç gün neredeyse hiç konuşmadılar. Ta ki o güne kadar… 

O gün eve geldiğinde direkt mutfağa gitmek yerine yanına gelmiş, kendisini karşısına oturtmuştu. “Ayrılmak istediğine emin misin?” diye sormuştu. Çok sakin görünüyordu ve bu halini görünce olabildiğince açık yüreklilikle düşüncelerini birkaç cümleyle ifade edip ayrılmak istediğini yinelemişti. 

Dinlemiş ancak tek kelime etmemişti eşi. Konuşmak yerine elini beline götürmüş ve silahı eşine doğrultmuştu. 

Tek el silah sesi duyuldu civarda, ikinciye gerek duymadı çünkü güzeller güzeli eşini tam da alnından vurmuştu. Sevgiliyken öpmeye kıyamadığı, evlenirken duvağını açıp bir buse kondurduğu alnından…

***

Bu hikaye birebir yaşanmadı ama aksini iddia edebilir misiniz? Bugün 6 Ağustos 2020… Ve sadece Ağustos ayı başladığından bugüne kadar 6 kadın öldürüldü. Haberiniz var mıydı? Dahası bilmediklerimiz de var…

  • 2 Ağustos’ta Osmaniye’de Fatma A.(50) evli olduğu erkek tarafından vurularak öldürüldü. 
  • 2 Ağustos’ta Kahramanmaraş’ta Sevgi Yavuz(20) boşanmak üzere olduğu erkek tarafından vurularak öldürüldü. 
  • 2 Ağustos’ta Antalya’da Hatice Şimşek(30) birlikte olduğu erkek tarafından öldürüldü. 
  • 4 Ağustos’ta Kastamonu’da Fati Zengin(49) evli olduğu erkek tarafından vurularak öldürüldü. 
  • 4 Ağustos’ta Balikesir’de Yonca Tatarka(31) boşanmak üzere olduğu erkek tarafından vurularak öldürüldü. 
  • 5 Ağustos’ta Ankara’da Dilek A. evli olduğu erkek tarafından vurularak öldürüldü. 

Tüm bunlar gerçek işte! Araştırın, bilin, sesinizi çıkarın ve hak arayın! 

#İstanbulSözleşmesiYaşatır 

 

Sosyal Medyada Paylaş:
Twitter'da paylaş Facebook'ta paylaş Google+'ta paylaş Buffer'da paylaş Pinterest'te paylaş

“İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” için bir yorum bırak

Email adresiniz paylaşılmamaktadır. Tüm alanların doldurulması zorunludur * *

YORUM YAZIN:

Önemli Bilgilendirme : Kaos Günlükleri, Paragon Teknoloji A.Ş.’nin bir markasıdır. Bu sitede paylaşılan yazılar birden fazla yazar tarafından yazılıp, yazıların telif hakkı Kaos Günlükleri’ne aittir. Yazıların iznimiz olmadan paylaşılması halinde gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirtmek amacıyla bir bilgi metni oluşturulmuştur. Kaynak gösterip, gerekli izin alındıktan ve link verildikten sonra paylaşım yapılmasında bir sakınca yoktur. Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.

2