Preloader gif

Tente

Genel 19.10.2020
salıncak

Annemin bir hayali vardı. Tente…

 

Çukurova’nın sıcağını bilmeyen yoktur. İllet, yapış yapış ve insanı yoran bir sıcak… Kan ter içinde kalmak için hareket etmene dahi gerek bırakmayan bir sıcak... Öyle zamanlarda sıcaktan korunmak için gölgede olmak pek işe yaramaz ama annem istemişti balkonunda bir tente…

 

Babam işe yaramayacağını düşündüğü için gereksiz mi buldu yoksa o an inat mı etti bilmem, kabul etmedi ilk duyuşta. Bazen annemin de babamın da ters tarafı tutar ve incir çekirdeğini oldurmayacak konular, olur size dağ. Ailedeki tente hikayesi de böyle oldu işte.

 

Apartmanda önce 1 numara taktırmıştı tenteyi. Sözüm ona balkona güneş geldiğinde de oturacak balkona ama Çukurova bu başka bir yere benzemez. Gölgede olsanız dahi serini olmaz ki… Neyse havasından geçilmedi, güya güneş olsa da balkonda oturabilme özgürlüğüne sahipti artık. Yersen!

 

Ama yemişler ki sonra 5 numarada taktırdı. Zaten asıl olay, 5 numaradan sonra başladı. Taktıran komşu, nasıl desem de doğru anlatsam… Biraz hava atmayı seven ve kimse kırılmasın ama biraz da sinsiydi. Hal böyle olunca sabah kahvelerinde konuyu durup durup bir şekilde tenteye getiriyor. Hatta sabah güneşini alan balkonunda kahveye davet ediyordu. Balkon sıcaktı ama kimse bunu dile getirmeyip o tentenin adeta süzülerek açılışına bakıyorlardı.

 

Tüm komşular tenteyi istiyor dairenin cephesini düşünmeden ve kimse sıcağı kesmediğini dile getirmiyordu. Tente şarttı bu güneşe çünkü…

 

Bazıları durumlarının farkında olsa gerek, eşlerine çok baskı yapmadılar ve kahve sohbetlerinde alınması yönünde vurgularda bulunmadılar. Çünkü tente o dönemin koşullarını göz önüne aldığınızda biraz tuzluydu ve zaruri bir ihtiyaç olmaması sebebiyle de lüks sayılabilecek bir eşyaydı. Bazılarıysa tahmininiz üzerine annem de bu gruba dahil, büyük bir gereklilik olduğunu coşkuyla savunuyordu.

 

Gündüz komşuyla yapılan kahve sohbetleri sonrasında eve dönen annem günlük işlerine koyuluyordu. Ortalığı toparlamak, evi silmek, yemek yapmak derken bir yandan da bizlere koşturuyordu.

 

Kimi zaman balkonu yıkamak ya da balkon demirlerinin tozunu almak için çıktığında, kimi zamansa gürültüyle çalışan makinenin sesi son bulup çamaşırları sermeye balkona gittiğinde başlıyordu film tadında anlar. Balkona çıkar da 5 numarayı tente altında kendince keyif yaptığına şahit olursa başlardı okkalı bir şekilde söylenmeye… Ama ne söylenme…

 

“Ah… ah… Bu sıcaklar yok mu bu sıcaklar, iflahımı kesiyor. Bir tente olsaydı, bu gavurun memleketinde hiç değilse bir tente olsaydı…” Bir tentesi olsaydı…

 

Bir tentesi olmadı annemin. Zaten yaklaşık 10 yıl sonra o evden çıktık. Büyük mutfaklı, büyük balkonlu ama balkonu öğle saatlerinde gölge olacak bir ev istemişti, tam da istediği eve çıktık.

 

Başta çok mutluydu ya da babam onun isteğine göre hareket ettiği için öyle davrandı, bunu hiç bilemeyeceğiz. Sonra o ev içinde çeşitli söylemleri başladı. Mesela balkonu gereğinden fazla mı büyüktü acaba? Sonra ev de sil sil bitmiyordu… Hangar gibi ne gereği varmış böylesinin? Çok esiyordu, rüzgar kapı-pencere bırakmıyor, çat çat çarpıyordu. Ama artık buradan çıkmak olmazdı, öyle sessiz sessiz bazen de yeterince duyulur şekilde söyleniyordu.

 

Sonra bir gün başka bir hayalle çıkageldi babamın karşısına. “Balkona salıncak alacam.” Bu cümleyi kurarken ki hali tavrı görülmeye değerdi. Babam anlamaya çalışırken annem durumu netleştirmek adına eklemişti. “Senden de bir şey istemem, var benim birikmişim.”

 

Başta babam yok mok dese de fazla diretemedi, çünkü annem soru sormamış sadece durumu bildirmişti. Üstelik babamın yumuşak karnına dokunacak yani özetle ona düşen bir şey yoktu. Annem çalışmasa da bir şekilde bir miktar biriktirmiş ve şimdi bir kısmıyla salıncak almak üzere bir hayalini gerçekleştiriyordu. Annem tam anlamıyla atmıştı golünü. Babama mı gitti o gol, yoksa hayata mı, yahut yarım kalan düşlerine mi bilmem ama acayip keyifliydi, e haliyle biraz da hırslıydı.

 

O hafta alındı salıncak. Alındı alınmasına ama şu bildiğiniz yazlık yerlerde gördüğümüz tipten 3 kişilik bahçe tipi salıncaktı. Yani konu, salıncak balkona nasıl çıkacaktı? Onu da çözdüler, satın alınan yer ile… Bu taşıma işlerinde kullanılan, nispeten küçük vinç benzeri bir araçla kondu annemin hayali balkona. Ama nasıl mutlu, ağzı kulaklarında… Dans ediyor, parmaklarını şıklatıyor, etrafında döne döne oynuyordu. Hayal etmiş ve başarmıştı işte.

 

İki gözüm annem benim, okuyamamış, çocuk denecek yaşta evlenmiş ve birdenbire o küçücük köyünden koca şehre gelmiş. Şehir ne, evlilik ne derken bir de anne oluvermişti. Severek evlenmemiş, üstelik ömründe de bir erkek tarafından sevilmemiş ve hiçbir erkeği de sevmemişti. Huzurluydu evliliği ama yaralıydı ve eksikti. Kendince küçük hayaller kurardı, erişebileceği, anlayabileceği ya da düşleyebileceği… Tentesi olmasa da salıncağı olmuştu.

 

O akşam yani salıncağın geldiği akşam, salıncakta oturuyordu sakin bir şekilde. Gündüz olan neşesinden eser yoktu. Dizine uzanıpta ona dokununca, hemen elini saçıma götürmüştü. O ana kadar tutmuş adeta tüm hislerini ve benim ona dokunuşumla sessiz ama içli hem de çok içli ağlamaya başlamıştı. Zafer hissiyle başlayan salıncağa kavuşma anı yerini; yarım kalan düşlere dair, düşlemeyi dahi tahayyül edemediği bambaşka hayatlara dair iç çekmelere bıraktı. Biliyorum, en çok da kalp kırıklıkları ve neresinden olduğunu bilmediği ama çok yerinden yaralandığı yerleri sızladı bu anda. Sarıldım ona sımsıkı, tüm yaralarına üfleyip acısını geçirebilmek dileğiyle…

 

Sosyal Medyada Paylaş:
Twitter'da paylaş Facebook'ta paylaş Google+'ta paylaş Buffer'da paylaş Pinterest'te paylaş

“Tente” için bir yorum bırak

Email adresiniz paylaşılmamaktadır. Tüm alanların doldurulması zorunludur * *

YORUM YAZIN:

Önemli Bilgilendirme : Kaos Günlükleri, Paragon Teknoloji A.Ş.’nin bir markasıdır. Bu sitede paylaşılan yazılar birden fazla yazar tarafından yazılıp, yazıların telif hakkı Kaos Günlükleri’ne aittir. Yazıların iznimiz olmadan paylaşılması halinde gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirtmek amacıyla bir bilgi metni oluşturulmuştur. Kaynak gösterip, gerekli izin alındıktan ve link verildikten sonra paylaşım yapılmasında bir sakınca yoktur. Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.

2