Preloader gif

İnci Çiçeği

Genel 02.09.2022
inci çiçeği, Müge

Onu yıllar sonra ilk defa ortak arkadaşımızın paylaştığı fotoğrafta gördüm. Ürkek bakışlarından ve natamam gülümsemesinden tanıdım. Müge… 

 

Çocukken gözümüze çarpan detaylar, büyüdükçe anlam kazanıyor. Bir çocuk için toplum baskısının tanımı yoktur, sadece hisseder. Müge’de ve annesindeki sinmişliği hissediyordum. Erkek kardeşine davranıldığı gibi ona davranılmıyordu. Ya da annesi, kendisi genelde ikinci plandaydı, ailenin erkeklerine göre. 

 

Tüm bunları henüz çocuk olduğum o dönemlerde tanımlayamaz ya da anlatamazdım. Ama bir şeylerin bana göre ters olduğunu düşünüyor ve yanlış olan bir durum sezinliyordum. Çocuk hisseder, görür ve zamanla onu tanımlar. Ben Müge’nin ailesine dışarıdan bakan biriydim. Acaba o ne hissediyordu veya şu an ne hissediyor? 

 

Toplumun o acı baskısı hatırı sayılır miktarda üzerinde olmalı ki, gülümseyişi hala yarım. Duygularını dolu dizgin yaşaması istenmezdi Müge’nin. Hatırlıyorum da, onun ailesine göre ‘kız kısmı’ ağzını açarak gülmezdi. Ben gülerdim oysa… 

 

Ve yine öyle gülmüştüm bir gün. Kendince beni korumak istediğinde böyle söylemişti. “Kızlar öyle gülmez. Dişlerin görünmesin, açma ağzını.” Bu, o yaştaki ben için anlamsız bir durumdu. Çünkü benim ailem bana güzel ve dolu kahkahalar atmam için yüreklendirirlerdi. “Ne güzel güldün öyle!” deyip kahkahama eşlikçi olurlardı. 

 

Müge… Adının anlamını soranlara bastırmaya gayret ettiği o büyük heyecanıyla “inci çiçeği” derdi. Karşısındakinin konuşmasına fırsat dahi vermeden de eklerdi. “Rahmetli babaannem koymuş adımı. İnci çiçeğini çok severmiş de.” Hemen utana sıkıla başını öne eğerdi. Çünkü ona tembihlenene göre, duygularını fazlaca gösteriyordu bu anlarda. 

 

Kalabalık bir arkadaş grubumuz vardı. Herkese anlatmasa da bana bahsederdi hayallerinden. Çok şey yapmak, çok şey olmak istiyordu Müge. Neticede çocuktuk ve yeni bir şey öğrenince hemen merak ediyorduk. Her duyduğumuz meslek yahut bilgiyle hayallerimiz değişiyor ve gelişiyordu. Bir süre sonra Müge’nin hayallerindeki o çeşitlilik azalmaya başlamıştı. Kendi istekleri yerine, ailesinin isteklerine yönelmeye başladığını çok geç fark etmiştim. 

 

Zaman geçtikçe ondaki değişimler daha çarpıcı olmaya başlamıştı. Herkesin yanında öyle içindeki duyguları aktaramazdı. Ama benim yanımdayken neşeli ve kıpır kıpır olduğunu anımsıyorum. Zamanla o çocuksu heyecanının yerini, sakinlik ve vazgeçmişlikler aldı. Aynı cümleleri kurup aynı anlamlarda buluşamıyorduk artık. Çocuk olduğum için tüm bunları çok iyi anlayamıyordum yahut analiz edemiyordum. Fakat aslında her şeyin farkında olduğumu, şimdilerde dahi zihnimde kalan bu ayrıntılardan anlıyorum. 

 

Erkek bir kardeşi olmuştu o dönemde. Hiç sevememiştim kardeşini. Başta da söylediğim gibi kardeşine daha başka davranıyordu ailesi. Zamanla Müge’ye de abladan çok annelik görevini verdiler. Kardeşinden sorumluydu artık. Dışarıya dahi onu eğlendirmek için çıkmaya başlamıştı. Kendi oyun oynamıyor, dışarıda olduğu kısıtlı saatlerde kardeşinin peşinden koşar olmuştu. 

 

Ve giderek daha az görüşmeye başladık Müge’yle… Sessizleşen görüşmelerimiz azaldı. Hatta bazen benden ya da diğer çocuklardan kaçtığını bile düşünmeye başlamıştım. Üzülüyordum ve tüm bu olanlara anlam veremiyordum. Onu artık sadece ailesinin yanında öyle bir hava almaya çıkarken ya da din derslerine giderken görüyordum. Bir zamanlar oturup konuştuğum arkadaşıma sadece selam verir olmuştum. İtiraf etmek gerekirse, ailesinin bakışları yüzünden selam vermekten dahi çekiniyordum. 

 

Bir gün onu nasıl olduysa tek görünce sordum. Toplamda 3 kelime çıktı ağzından ama kaçamak bakışlarından adeta sayfalar dolusu söz döküldü.  “Ailem izin vermiyor.” 

 

Somut olarak kopuşumuz belki de böyle oldu. Yıllar geçti, yollarımız farklı yollara savruldu. Ama ondan hep bir şekilde haber aldım. Ailesinin istediği gibi, onların yanında kalarak, onların istediği okulları okumuş. Ne hissettiği konusunda yorum yapmak belki hadsizce olacak ancak bir şeyden eminim. Aklı, kalbi; yaşanmamışlıklar, ihtimaller ve hayallerle dolu. Nasıl mı bu kadar eminim? 

 

Aradan geçen zaman diliminde çok kısa bir karşılaşmamız olmuştu. Aynı yaştaydık ama benden resmen 10 yıl daha büyük görünüyordu. İlk bakışta onu tanıyamamıştım. Aynı ifadeyi takınıp “Ben Müge.” demese tanır mıydım, emin değilim. En son konuşmamız zihnime dolarken, nasıl davranmam gerektiğini kestiremiyordum. Ancak o, bana heyecanla sarılmıştı. Yine çok kısa konuştuk ama birbirimize çok şey anlattık. 

 

O mahçup tavrı, isyan etmemeye direnen şükür dolu cümleleriyle birkaç cümle ile kendinden bahsetti. “Hatırlıyor musun çocukken kurduğumuz hayalleri…” Hatırlamaz mıyım hiç? Kıyısından girmeye çalıştığı ama cesaret edemediği konunun yüreğini kor gibi yaktığını hissedebiliyordum. Aradan yıllar geçmişti ve benim de arkadaşımın yarasını kazımaya cesaretim yoktu. 

 

“Başka türlüsü nasıl olurdu, düşünmeden duramıyorum.” diye de araya iliştirdi. Başka bir şey söylemesine gerek yoktu zaten. Yılların dostuyduk biz, her ne kadar uzunca süre görüşemesek de anlardık birbirimizi. Hızla toparlanıp yine halinden memnun edaya dönmüştü. Ve sonra yine yollarımız ayrılmıştı. Bir daha da görmedim onu. 

 

Ta ki bugüne kadar… Fotoğrafa uzun uzun baktım. Müge… İnci çiçeği… Adı gibi narin, zarif ve ürkek. Ne çok yarım kalmış hayallerin ağırlığı var o yarım gülümsemesinde. Uzaktan bakıyor ona gözlerim ama görüyorum yakından üzerine yapışıp kalan o baskıyı, düş kırıklıklarını ve nicesini. Müge… İnci çiçeği… Bir gün hesapsızca attığın özgür kahkahalarının olmasını diliyorum.

Sosyal Medyada Paylaş:
Twitter'da paylaş Facebook'ta paylaş Google+'ta paylaş Buffer'da paylaş Pinterest'te paylaş

“İnci Çiçeği” için bir yorum bırak

Email adresiniz paylaşılmamaktadır. Tüm alanların doldurulması zorunludur * *

YORUM YAZIN:

Önemli Bilgilendirme : Kaos Günlükleri, Paragon Teknoloji A.Ş.’nin bir markasıdır. Bu sitede paylaşılan yazılar birden fazla yazar tarafından yazılıp, yazıların telif hakkı Kaos Günlükleri’ne aittir. Yazıların iznimiz olmadan paylaşılması halinde gerekli yasal işlemlerin yapılacağını belirtmek amacıyla bir bilgi metni oluşturulmuştur. Kaynak gösterip, gerekli izin alındıktan ve link verildikten sonra paylaşım yapılmasında bir sakınca yoktur. Detaylı bilgi için lütfen iletişime geçiniz.

2